22 Haziran 2013 Cumartesi

2.Bölüm

2.Bölüm

~~Büyüdüler~~

Çocuklar Sii Yoon'un yanında ozunu olarak yetişirler.Büyülerini kontrole aldıktan sonra artık onlar için herşey kolaylaşmıştır.Savaş sporunda ikisininde gücü eşittir.
Si Yoon karşılarına geçip ''Artık büyüdünüz çocuklar.Ahh çocuk değil gençler.Burada yaşamanıza gerek kalmadı artık''
Do Hwan ''Bu ne demek sen de mi bizi terk...''
Si Yoon ''Hayır hayır kesinlikle.Artık burada yaşamak sizin için de sıkıcıdır.Sonuçta ıssız tek bir ev var o da bizim evimiz.Hiç arkadaş edinmeden büyüdünüz.Güçleriniz de artık kontrol altında sizi bırakmamın zamanı geldi''
Yeo Un ''Sen bizden sıkılmış olmayasın.Sonuçta o kadar ilgilendin10 yıldır buradayız.18 yaşına eriştik.Artık sıkılmış olmalısın''
Si Yoon ''Ahh hayır Woon-ah sizden sıkılmadım.Siz benim ikinci üçüncü evladım oldunuz.Benim kızımla da iyi arkadaş oldunuz .Ben de eşimde sizi çok seviyoruz.Ama şimdi sizin gitme zamanınız''
Yeo Un ''Kızınla üçümüzün ayrılmayacağına dair söz verdik ama biz''

Do Hwan yere çökmüş onu dinlerken başını sola doğru yavaşça çevirir sonra şaşkınlıkla gözünü dikmiş gelen kişiye bakar.Bu kişi büyücü Toa Rang'dır.
Do Hwan ''Büyücü?''der.
Do hwan'a bakan Yeo Un onun pür dikkat kesildiği yöne başını çevirir.Gerçekten de gördüğü büyücüdür.
Büyücü Si Yoon'un yanına oturur.
Yeo Un kalkar gitmek ister.Onu gördüğüne pek de memnun değildir.10 yıl önce onları terk edişi onu çok sinirlendirmiş ve üzmüştür.Si Yoon Yeo Un'un kolundan tutar ve oturması için gözü ile işaret eder.
Si Yoon ''Arkadaşımın size anlatacaklarını dinleyin.Bende hanıma söyleyeyim biraz yemek hazırlasın''diyerek ayağa kalkar ve gider.
Büyücü ''Çok büyümüşsünüz.Uzun boylu kaslı gençler olmuşsunuz''
Do Hwan ''Burada ne yapıyorsun?''der.
Büyücü ''Size anlatmam gerekenler var.10 yıl önce sizi neden bıraktığımı hiç sormadınız''diyerek gülümser.
Yeo Un ''Unutma gibi bir rahatsızlığın mı oluştu.Bizi bırakan sendin.Bir de sana yalvarıp sormamızı mı istiyordun yani''
Büyücü ''Sizin güçleriniz yeni oluşuyordu.Bu yüzden güç kontrolü henüz sizde değildi.Her an bir şeye zarar verebilir ve insanlar bunu fark edebilirlerdi.Eğer insanlar fark ederse ben de Kralda sizin yaşamınızı kolaylaştıramazdı.İnsanlar arasında canavar olarak bile görünebilirdiniz.Benim arkadaşım ne için böyle ıssız bir yerde yaşıyor sanıyorsunuz?Neden gücünü saklıyor?Bunları hiç düşünmediniz heralde.Bir güce sahip olduğunuzu anladığınız zaman o gücü kontrol altına almak zaman ister.Siz mesela Do Hwan bir şeye dokundu mu o şeyi yakabilir yada öldürebilir.İnsanlar bunu fark ederse bir daha insanların yanına yaklaşamazdınız.Sizin beni bırakmıyacağınızı anladığım için sizin benden nefret etmenize izin verdim.Ama artık güç kontrolünüz altında bu yüzden artık yanıma gelebilirsiniz''diyerek Yeo Un'un omuzuna elini katarak bir kaç kez hafifçe vurur.
Gençler içeri girir çantalarını hazırlarlar.Artık hem hızlı hemde güçlülerdir.Yeo Un dövüş sanatlarında çok iyidir.Hızlı bir şekilde dövüşerek rakibini hemen etkisiz hale getirebilir.Ama kesinlikle öldürme taraftarı değildir.Do Hwan da en az Yeo Un kadar iyidir.Ama o eğer gerekirse insanı öldürebileceğini söylüyordur.
Bu iki zıt kutuptaki kardeşler nasıl anlaşacaklar.Eğer birgün Do Hwan'ın kılıcının karşısındaki kişi kardeşi olursa onu öldürebilecek midir?Henüz böyle bir durum olmasa da büyücü bu durum olabileceği için çok korkmaktadır.
Gençler dışarı çıkar.Yeo Un hala tavırlı olduğu için bir sitemle ''Hadi gidelim o zaman''diyerek büyücünün yüzüne saçlarının altından hafifçe bakarak işaret eder.Sıra onları yetiştiren Si Yoon'a gelir.İkiside ağlamamak için kendilerini zor tutar.Si Yoonla selamlaşıp giderler.
Uzunca bir yol yürürler ama hiç konuşmazlar.Daha sonra büyücünün üzüldüğünü gören Yeo Un dayanamaz ve büyücünün yanına koşar.
Yeo Un ''Ajussi bak artık bir solgun çiçeğin kontrolü benim elimde artık öncesi gibi hemen renklenmiyor beynimde onu istediğimde yapabiliyorum''er ve bir yandan çiçeğe bakıp bir yandan da büyücüye gülümser.
Do Hwan ''Hey iyilik perisi bende yapabiliyorum tamam mı?''
Yeo Un ''Ahh evet evet sende yapabilirsin.Uzunca bir çalışma sonrasında yapabilmiştim.Hiç unutmadım.Kaç kez kurumuş otları yaktığını.Bu dünyaya tam bir zararsın''der.Ve hemen büyücü onu susturur.
Büyücü ''Bu kelimeyi söyleme bir daha, o senin kardeşin''der.Aslında o da biliyordur.Yeo Un'Un söylediği de doğrudur.Bir süre sonra Do Hwan bu dünyada tam bir zarar haline gelecektir.
Do Hwan ''Elbette sonuçta ben senin ağabeyinim''
Yeo Un ''Kim demiş, aynı anda yıldız olarak indik biz''
Do Hwan ''Ehhey ya kardşim olsan olmaz mı yani''
Yeo Un ''İstemiyorum''diyerek giderler.
Evlerine vardıklarında Do hwan hemen yatağına olan özlemden dolayı gider ve yatar.Yeo Un da tam gidecektir ki Büyücü onun kolundan kavradığı gibi köşeye çeker.
Yeo Un ''Ooo ne ne oluyor ajussii~''
Büyücü ''Hişşt Do hwan'ı uyandıracaksn gel benimle ''
Yeo Un şaşkınca büyücüye bakarak gider.Büyücü o küçük ayakları ile koşarcasına hızlıca gidiyordur.
En sonunda gidecekleri yer varırlar.Yeo Un bir ihtişamla sarayın dışını süzer.
Büyücü ona bakarak ''Beğendin sanırım içi daha güzel''diyerek oğlanı dirseğinden tutup götürür.
Kapılar açılır Yeo Un'un adeta gözleri yerinden çıkacakmış gibi bir mutlulukla saray yolunda ilerler.
Kral ile  görüşeceğini haber vermelerini söyler büyücü.Yeo Un ''Kral gerçekten mi?''diyerek üzerini çırpar.İlk kez görecektir.
İçeri girirler.Kral  oradadır.Kral göz işareti yaparak ''O mu?''şekilnde bir işaret çakar.
Büyücü onaylarcasına kafasını aşağı yukarı sallar.Yeo Un da onlara bakar.
Büyücü ''Efendim bahsettiğim genç bu.Özel güçleri var.İyi dövüşür.Güçlerini kontrol edebiliyor elbette bu yüzden insanlara güçlerini fark ettirmiyecektir.Düşmanlarınızdan sizi en iyi şekilde koruyacaktır.''
Yeo Un eli ile büyücünün kıyafetini çekiştrerek ne yapmaya çalıştığını soracaktır.Büyücü hemen ona dönerek ''Bundan sonra bir önceki Kral'ımızın oğlunu Kral Sou Chan'I koruyacaksın.
Yeo Un fısıldayarak ''Ne?''der.
Büyücü onların yaından gider.Yeo Un ve Kral yalnız kalırlar.
Kral koltuğundan kalkarak gelir ve omzuna dokunur.''Kalk, beni korumak senin için şaşırtıcı olabilir.Ama bu aralar düşmanlarım çıkmaya başladı.Oğlumu ve karımı korumak isterim.Diğer askerler normal dövüş yeteneğine sahip.Ama sen farklısın.Güçlerin var iyi hızlı dövüşüyormuşsun.Beni korumanı isterim elbet.Lütfen''
Yeo Un hemen geri yerine çökerek ''Ne demek efendim sizi korumayı bende isterim''
Kral ''Büyücü her zaman gelip sizden bahsederdi bana.Koruyucu bir içgüdün varmış  bu yüzden seni seçmiş.Ozunu olarak savaş sanatlarını öğrenirken her olayınızı bana anlatırdı''.
Yeo Un birden başını kaldırır şaşkınca ''İyi de o bizim yanımızda değil di ki''
Kral ''Herşeyden bana bahsetti sizi arkadaşına bırakmış.Ama gizlice herzaman sizi izlemeye gelirmiş.Bana anlatırdı.Çoğu zaman zevkli olduğunu düşündüğümden büyücüyü çağırıp anlatmasını isterdim...''der ve sonra birden ona dönüp iki elini Yeo Un'un omuzlarına katar ''...yanımda rahat olmanı istiyorum.Yakın korumam olacaksın.Kapımın önünden geceleri ayrılmayacak gündüzleri ise koltuğumun hemen yanında duracaksın.Hıı en önemlisi de arkadaşım olacaksın''diyerek gülümser.
Yeo Un birden kafasını kaldırır ve şaşkınca ona bakar.
Kral ''Bakma öyle~ şuan yüzlerce kişi bu sarayda beni korumakla uğraşıyor ama hiç biri arkadaşım değil.Bu yüzden arkadaşım olmanı istiyorum.Tek bir arkadaş çünkü kimseye güvenmiyorum.Birgün askerlerimden birinin boynuma kılıç dayamıyacakları ne malum.Bu Krallık en nefret ettiğim ama vaz geçemiyeceğim birşey.Birçok kişi sırf şu taht için kardeşini öldürüyor.Ben en azından bir kişiye güvenmek istiyorum.Büyücüyü ikinci babam oalrak görürüm ben.Onun güvendiğine bende güvenirim''der.
Yeo Un ''Tabii efendim peki ne zaman başlamalıyım''
Kral ''Hemrn demek isterdim ama önce kardeşinle vedalaş çünkü uzun zaman burada geçirip sadece bazı günler onu görmeye gidebileceksin''
Yeo Un ''Peki kardeşimde burada görev yapamaz mı?''
Kral ''Hımm aslında iyi fikir.Iııı kardeşinin iyi dövüştüğünü biliyorum.O yüzden o da burada asker olabilir mesela.Evvet kardeşin de buraya gelsin.Git ve kardeşine olanları anlat yarın gelin ve yerinizi alın olur mu?''
Yeo Un bir mutlulukla ''Elbette efendim teşekkür ederim''der ve çıkıp koşarak eve doğru yol alır.
Büyücü olanları duyduğunda hiç de sevinmez.Do Hwan'ı durdurup gitmemesi gerektiğini söyler.
Do Hwan sinirlenir ''Niye gitmiyorum.Hem kardeşimin  yanında olacağım.Hemde asker olacağım işte''
Büyücü ''Olmaz dedim.Senin orada olman imkansız.''
Do Hwan 'N e demek imkansız Kral izin verdi ya''
Büyücü sinirlenir ve Do Hwan'ın kıyafetinin yaka kısmından eli ile kıyafetini kıvrayıp ''Gitmiyeceksin'diye bağırır.
Yeo Un şaşkınca onları izler.Bir yandan büyücünün elinden kardeşini kurtarmak ister bir yandan da büyücünün niye böyle yaptığını anlamaya çalışır.
Do Hwan ''Gitmiyeceğim öyle mi?...''der.
Büyücü ''Evet''
Do Hwan ''...peki nedeni ne niye gitmiyorum?''
Büyücü ''Sen kötülüksün.Kötülük yaparsın anca anlasana.Oradakilere bir şekilde zararın dokunabilir.Kardeşine bile.''
Do Hwan ''Ne kötülüğü sadece bir kaç şeyin yok olmasına sebep olduğum için mi böyle düşünüyorsun.O benim gücüm.Ama artık kontrolüm altında.Hem kardeşime zarar vermekte neymiş.Ona zarar verene zarar veririm ben.Kendim asla''
Büyücü onu bırakır ve içinden arkasıı dönmüş giderken ''Göreceğiz.Bakalım zarar veriyor musun vermiyor musun?''der.
Yeo Un kardeşinin yanına gelir ve onunla birlikte çantalarını alıp daha sabah olmadan akşamdan giderler.Büyücü engel olur diye büyücüden habersiz giderler.
Kral geldiklerini duyunca ses çıkarmaz ve onlara saray askerlerinin giydiği kıyafetleri verirler.Yatacakları yeri gösterir ve eşyalarını katmaları için bir de tahtadan raf gibi yapılmış eski tozlu bir yer verirler.
Sabah olur büyücü ''Hadi kalkın kahvaltımızı edip pazara çıkalım hey ço...''der ve aniden durur.Çocukların odasının kapısını açtığında onların olmadığını görür.
Saraya gitiklerini anlar.Kralın yanına gider.Koşarak soluk soluğa gider.Alnındaki terler çenesine kadar iner.Koşmanın etkisiyle sallanır damla halinde yere düşer.Büyücü saraya ulaşır.
Kapıyı açarlar.İçeri girir.Askerlerin arasında Do Hwan'ı görür.Onun yüzünün gülümsediğini görür.Ama burada olmasının tehlikesini de biliyordur.Artık yapacak birşey olmadığını anlayınca arkasını döner ve ayağını yere sürterek gider.
Büyücü içinden ''Umarım evlatlarım.Umarım gördüklerim bir yanıltıdır da düşman olmazsınız''diyerek uzaklaşır oradan.

:::. Bölüm Sonu .:::
Yazar : asyadans4tarz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder